Henüz evrende başka bir dünya bulamadığımız için yaşadığımız dünyayı korumaktan başka çaremiz yok gibi…
İnsan olarak hepimiz doğanın birer parçasıyız. Kendimizi ne kadar doğanın hakimi olarak görüyor olsak da insan türü olarak son derece korunmasız ve zayıf olduğumuz gerçeği her zaman önümüzde. Zayıf bir tür olarak insan diğer türler ve doğanın etkilerinden korunmak için yaşam şartlarını iyileştirmeye çalışmış ve halen bu çalışmalara devam etmektedir. Temel olarak ana amacı yaşamak ve türünü devam ettirmek olan insan, zamanla bu amacının kontrolünü kaybederek kendi türü ve doğa ile mücadeleye girmiş ve günümüze kadar gelen bu düşüncenin oluşturduğu problemler ile mücadele etmiştir. Geldiğimiz noktada artık doğaya verdiğimiz ciddi hasarın bedellerini ödemekteyiz. Henüz evrende başka bir dünya bulamadığımız için yaşadığımız dünyayı korumak ve bize verdiği nimetlere içtenlikle sahip çıkmamız gerekiyor. Artık tasarruf ve israf ile bildiklerimiz ve uyguladıklarımızdan taviz vermeden katkı yapmanın zamanı geldi. Şimdi doğaya borcumuzu ödeme zamanı.
Yaşam kaynağımız su. Bireysel olarak su üretecek teknolojiye henüz sahip değiliz ancak hem kendimiz tasarruf edip hem de başkalarının tasarruf etmesini sağlayarak katkı sağlayabiliriz. Bunu yakın çevremizle paylaşmak bile bir katkıdır. Dahası onları beraberce yapabileceğimiz tasarruf hamlelerine teşvik etmek hem yaratacağımız etkinin daha büyük olmasını hem de diğer insanların gönüllü olma isteğini arttıracaktır. Mahallenizde temizlik günleri yapabilirsiniz. Ortak kullanım alanlarındaki (çeşmeler, çardaklar, sokakta araç yıkayanlar) israfın engellenmesini sağlayabilirsiniz. Herhangi bir su kaçağı ya da gereksiz kullanım tespit ettiğinizde ilgilileri uyarabilir, önlem alınmasını sağlayabilirsiniz. Unutmayın çevreniz ve mahalle olarak adım atmak bireysel adımlardan daha etkilidir ve susmak, sessiz kalmak en büyük ihanettir.
Normal bir insan yılda ortalama 7 ağaca mal olacak kadar kâğıt tüketir. Biz her sene 7 ağaç diktiğimizde kendi borcumuzu ödemiş oluyoruz bununla beraber ek olarak dikeceğimiz her ağaç doğaya bir katkıdır. Doğaya yaptığımız bu katkı ile, 1 ton kâğıdı esas aldığımızda 2.4 ton odun, 440 ton su ve yaklaşık 8000kWh elektrik enerjisi tüketilmesini engellemiş oluruz. Geriye kazandığımız veya katkımız sayesinde doğaya kazandırdığımız her ağaç, yaklaşık 6500 kilometre yol alan bir otomobilin havaya saldığı karbondioksiti yok eder.
Yürümek, bisiklete binmek veya en azından mümkün olduğunca toplu taşıma kullanmak bize hem sağlık hem zaman hem de ekonomik olarak kazanç sağlar. Tek başına bindiğiniz her araç yakıt tüketimini, emisyonu ve trafik sıkışıklığını arttıracağı için vakit kaybına, yani değerli zamanınızı boşa geçirmenize neden olacaktır. Özellikle şehir yaşamında her geçen gün artan bireysellik, insanları yalnızlığa itmekte ve birlikte hareket etmekten uzaklaştırmaktadır oysa doğa bize birlikte yaşamamız gerektiğini öğretmiştir; kardeşçe ve paylaşarak, sürekli koruyarak ve kollayarak. Artık etrafımıza daha fazla bakmalı, dünya ve doğaya karşı görevlerimizi yerine getirmeliyiz. Unutmayalım ki dünya üzerinde hiçbir tür kendi ve çevresini yok etme konusunda insan kadar acımasız değildir. Şunu asla aklımızdan çıkarmamalıyız: Bu dünya hiçbirimize kalmayacak. Lütfen küçük de olsa bir adım atın. Etkilerinin büyük olacağını göreceksiniz.
Dr. Volkan Demir
Kaynak: www.kuraldisi.com