Sagrada Familia’nın hikayesi 1882’de başlıyor. Proje bugün 132. yılında ve inşaatın ancak yarısı tamamlanabildi.
İnşa edilmeye başlandığında çevresinde ineklerin otladığı bir alanda bulunan kilise bugün kentin tam ortasında. Belki yüzyıl önce inşa edilse yaratacağı etki ile bugün çevresi apartman bloklarıyla çevrili olduğunda ortaya koyacağı ihtişam farklı olacak. Diğer taraftan bir dönemi simgeleyen mimari tasarıma sahip bu yapının farklı bir mimari bağlamda, zamanda tamamlanıyor olması da projeyi ilginç kılan başka bir unsur. Uzun ve sancılı bir çalışmanın ürünü olan Sagrada Familia projesi bugün 131. yılında ve inşaatın ancak yarısı tamamlanabildi.
Bu uzun süreçte inşaat birçok kez kesintiye uğruyor. 1926’da mimarı Antonio Gaudi’nin ölümünden sonra fon bulunamadığı ve iç savaşın çıkması nedeniyle inşaat yavaşlamaya başlıyor. II. Dünya Savaşı’nın da patlak vermesi inşaata ikinci darbeyi vuruyor. Dahası, mimarın orijinal çizimleri ve modelleri büyük hasar görüyor ve bundan sonra proje geriye kalan planların yorumlanması biçiminde sürüyor. Yapım öyle uzun sürüyor ki henüz inşaatı tamamlanmadan yapının ilk inşa edilen parçaları restore edilmek zorunda kalıyor.
Gaudi, kiliseyi üç farklı cephe olarak tasarlamıştı. Kilisenin yapımına başlanan ilk bölümü Nativity Facade’di. İnşaatını birebir Gaudi’nin kontrol ettiği bu bölüm 1894-1930 yılları arasında tamamlandı. İsa’nın doğumuna referans veren birçok detayı barındıran bu cepheyi, belki de inşaatın tamamlanmasını göremeyeceğini düşündüğü için Gaudi’nin en başta bitirmek istediği biliniyor.
Passion Facade ise ilk cephedeki dekoratif yoğunluğa karşılık oldukça sade bir tasarıma sahip. İsa’nın tutkusuna, çarmıha gerilişinde çektiği acıya atıfta bulunan bu cephenin inşaatı 1954’te başladı. 1976-1987 arasında ise heykeltraşlardan oluşan bir ekip bu bölümün kulelerini tamamladı.
En büyük ve etkili cephe olan Glory Facade’in inşaatı ise 2002’de başladı. İsa’nın kutsal görkemine ve insanlığın Tanrı’ya yükselişine referans veren öğelerle dolu bu cephe için Gaudi’nin 1936’da hazırladığı bir modelden faydalanılıyor.
Yapının tamamlanma projesinin baş mimarı Mark Burry, bu yapıyı tanımlarken “kentin içinde devasa bir heykel” cümlesini kullanıyor. Günümüz teknolojileriyle hız kazanan tamamlama projesinin 2026’ta sona ermesi öngörülüyor.
Bahar Bayhan/ Arkitera.com
Gezginler