Mimaride Çığır Açan 4 Kubbe

Kubbeler, tarihi binalarda bulunan en cesur mimari özellikler arasında yer alır. Yüzyıllar boyunca mühendislik ve mimari özellikleri taçlandırmak için kullanılan kubbeler, dünya üzerindeki en güzel ve büyüleyici binaları süsler.
Kubbeler, Roma döneminden günümüze kadar yalnızca pratik çatı kaplamaları olarak kullanılmakla kalmamış, aynı zamanda güç sembolü olarak da hizmet vermişlerdir. Bu binalar, tipik olarak bulundukları çevreden bir kule gibi yükselir ve şehrin ufuk hattına egemenlik kurar.

Dünyada pek çok örneğine rastlanmasına rağmen yapıldıkları çağda birer sanat, mühendislik ve teknoloji harikası olan 4 tane kubbeyi tanıyalım birlikte…

Pantheon, Roma

panteonM.S. 118 ve 128 yılları arasında İmparator Hadrian tarafından inşa ettirilen Patheon, Roma’da bulunur ve belki de dünyadaki en ünlü kubbeli binalardan biridir. Yaklaşık iki bin yıldır ayakta kalan bina, Roma’da bulunan Romalılara ait anıtlar içerisinde en iyi şekilde korunmuş olandır. Aslında bir pagan tapınağı olarak inşa edilen Pantheon, 609 yılında bir Katolik Kilisesine dönüştürülmüştür. Bu yapı, Romalıların zekâsını ve inşa becerisini gösterir. Kubbenin genişliği 43.2 metredir; üzerinde ise çapı 9 metre olan daire şeklinde açık bir gözpencere bulunur.  Modern zamanlardan önce dünya üzerindeki en büyük beton yapı olan kubbe, yukarıya çıkıldıkça daha hafif ve daha kompakt olan sağlam beton bloklardan yapılmıştır. Pantheon, mimari bir başyapıttır. Bu yapının sırrı, dış duvarlarının 6 metre kalınlıkta olması ve bu duvarların, kubbeye verilmesi gereken kemer desteği ihtiyacını karşılayan devasa destekler olarak görev yapmasıdır.

Kubbet-üs Sahra

Kubbet-üs Sahra
İsrail’de bulunan ve tüm İslam dünyası için en dini yerlerden biri olan Kubbet-üs Sahra, dünyada bulunan en etkileyici kubbeli binalarda biridir. 685-691 yılları arasında Caliph Abd al-Malik ibn Marwan tarafından inşa edilen Müslümanlara ait olan bu mabet, bir taçlandırma başarısı örneği olan parlak, altından kubbesiyle Kudüs’te birçok noktadan görülebilir. Ancak, kubbe aslında altından yapılmış olsa da, zaman içerisinde birçok defa değiştirilmiştir. Önce alüminyum bir kubbe kullanılmıştır; bugün ise kubbe bakırdan yapılmıştır ve üzerinde altın varak bulunmaktadır. Kubbet-üs Sahra’nın İslam mimarisinin ilk başyapıtı olduğu kabul edilmektedir.

Floransa Katedrali

s-0b0502795698b17ea9af934b76b9e09c09e16d93

Floransa’nın ufuk hattında egemenlik kuran Duomo ya da Floransa Katedrali, İtalyan Rönesans mimarisinin görkemli bir örneğidir. Yapı, Floransalı bir kuyumcu ve mimar olan Filippo Brunelleschi’nin parlak bir buluşudur. Duomo’nun kubbesi iki katmandan oluşur. İç kubbe çapı genişletmek, dış kabuk yapısı ise dekoratif bir etki yaratmak ve kötü hava koşullarına karşı koruyucu bir katman görevi gerçekleştirmek içindir. Muhteşem kubbe yapısı, kubbenin alt kısmından üst kısmına doğru derinliği gittikçe azalan 24 adet taş ‘kemer kaburgası’ ile desteklenir. Roma’daki Pantheon’u geçerek dünyadaki en büyük kubbeli yapı olan bu yapı ile Brunelleschi, taştan kubbeler oluşturmanın mümkün olduğunu göstermiştir. Brunelleschi, Floransa’nın hükümdarlarından binanın inşasına başlamak için tasarımının etkililiğini ispatlamak zorunda kalmış ve kubbenin tuğladan yapılmış 1:12 oranında bir modelini yapmıştır.

Tac Mahal

tacmahal
Dünyanın yedi harikasından biri sayılan Tac Mahal, Hindistan’ın Müslüman hükümdarları Babürlülere tarafından inşa edilmiştir. Hindistan’ın Agra şehrinde bulunan yapı, Babürlülerin en harika mimari mirasıdır. Şah Cihan tarafından vefat eden eşi Mumtaz Mahal’ın anısına yaptırdığı Tac Mahal, belki de dünya üzerinde bulunan en ünlü anıt mezardır. Tac Mahal, 1632-1653 yılları arasında 22 yıllık bir sürede, 20.000 kişi tarafından inşa edilmiştir. Beyaz mermer yapı, birbirine çok benzeyen dört cepheden oluşur ve her cephede 33 metre yüksekliğinde büyük bir merkez kemer bulunur. Tac Mahal’in en ihtişamlı bölümü, merkez kubbedir. Bu kubbenin yüksekliği 73 metrenin üzerindedir.

Diğer mega yapılar da, bu yapılarla birlikte anılan birer mimar vardır. Tac Mahal’de ise bilinen bir mimar yoktur.  İnşaatla ilgili bazı belgelerde, dönemin ünlü bir mimari olan Üstad İsa bu projede çalışmıştır. Ancak, tarihçilerin çoğu, Tac Mahal’in Şah Cihan’ın eşinin anısına yapılmasından dolayı, Şah’ın bu yapının tasarımına ve inşasına önemli katkıları olduğunu ileri sürerler.

Bu kubbelerden İtalyan mimar ve heykeltıraş Filippo Brunellesch tarafından yapılan ve mimari anlamda rönesans döneminde çığır açan kubbenin yapılışını anlatan videoyu izlemenizi öneririz.

Kaynak:www.natgeotv.com

Gezginler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir