Türk bayrağını dünyanın en yüksek zirvelerinde dalgalandıran Tunç Fındık, dünyada 14 farklı ulustan 33 kişinin bitirdiği ve hiçbir Türk dağcının henüz yapamadığı 14×8000 projesini (Dünyada 8000 metrenin üzerindeki en yüksek 14 zirvenin tümüne tırmanmayı içeren proje) tamamlamaya çok yaklaştı. Fındık, sponsorluk durumuna göre bu projeyi 2016 yılında tamamlayabileceğini söyledi.
1972 yılında Ankara’da doğan Tunç Fındık, profesyonel dağcılığın yanı sıra, dağ rehberi ve bir yazar. Tunç Fındık, Türkiye Dağcılık Federasyonu ve AKUT Arama Kurtarma Derneği’nde aktif görevlerde bulundu, Zirve Dağcılık Kulübü ve elit GHM üyesi. 2001 ve 2007 yıllarında Everest’e, farklı rotalardan iki kez çıktı ve bunu yapan ilk Türk sporcu oldu. 14×8000 projesini (Dünyada 8000 metrenin üzerindeki en yüksek 14 zirvenin tümüne tırmanmayı içeren ve yeryüzünde sadece 14 farklı milletten 33 kişinin bitirebildiği proje) tamamlamaya çok yaklaştı.
– 14×8000 projesini tamamlamak istiyorsunuz. Bunlardan 11 tanesini tamamladınız. Bu proje ile ilgili neler söylersiniz?
Yeryüzünde 8 bin metre irtifayı aşan 14 tane dağ vardır ve bunların tümü de Asya’nın Himalaya ve Karakurum dağ zincirinde, Çin (Tibet), Pakistan, Nepal ve Hindistan’da bulunuyor. Ben de, 2006 yılından beri bu zirvelerin tümüne tırmanışı içeren 14×8000 projesinin içindeyim. Bugüne dek toplamda 11 adet 8 bin metrelik dağın zirvesine ulaştım. Riskleri, tehlikesi, zorluğu nedeniyle tüm dünyada haklı olarak ‘Dağcılığın Olimpiyatı’ denilen bu projenin son dörtte birine geldim. Bu projeyi 14 farklı ulustan bitiren 33 kişi var. Günümüze dek ve henüz yapabilen Türk insanı yok. Umarım o kişi ben olurum. Bu proje çok önemli çünkü dünya dağcılık sporunda yer tutan bir olay ve ulusal bir spor projemiz olmasının yanı sıra, global boyutta da önemli bir projedir. Yüksek dağlarda hızlı ve etkin tırmanabildiğim, fizyolojim bu işe çok uygun olduğu için devam ettiğim bir proje bu. 2006 yılında çıktığım üçüncü 8 bin metrelik dağ olan Lhotse’den sonra buna karar vermiştim. 2015 yılının devamında önümde tırmanacak 4 farklı 8 bin metrelik zirvem var, sponsorluk durumuna göre proje ilerliyor.
BAŞKA ZAMAN TIRMANMAK MÜMKÜN
– Bu proje kapsamında Pakistan’daki 8047 metrelik Broad Peak’e tırmanışa gittiniz. Ancak hava şartları elverişli olmadı?
Evet, Broad Peak’ta zirveye çıkamadık, çünkü şartlar bunu gerektiriyordu. Tırmanışı 40 gün kadar süren Broad Peak dünyadaki en yüksek 12’nci zirvedir. Genel olarak bu sezonda Asya’da ve özel olarak Karakurum’un tümü dahilinde aşırı nemli ve ılık devam eden hava durumu, uygun tırmanış koşullarını etkin olarak engelledi. Ilık hava nedeniyle gevşeyen kar örtüsü, büyük çığlar ve bol taş düşmesi ile tehlikeli ve ölümlü kazalar içeren bir sezona neden oldu. Sonuç olarak, çığ riski nedeniyle geri dönmemiz gerekti. 7 bin 100 m. yükseklikteki 3’üncü kamptan 24 Temmuz 2015 gecesinin erken saatlerinde zirveye gitmeyi denedik ancak 7300-7400 m. yüksekteki geniş kar-buz alanı derin ve tabakalı, çığ açısından risk taşıyan bir kar örtüsü içeriyordu. Bu nedenle tüm ekipler hep beraber tırmanışı sonlandırmaya karar verdik. Dağ orada, başka zaman geri gidip tırmanmak daima mümkündür.
ÜÇÜNCÜ EVEREST TIRMANIŞIM OLABİLİR
– Projeyle ilgili bundan sonraki planlarınız nelerdir? Hangi dağlara ne zaman tırmanış yapacaksınız?
8 binlik çıkış artık seneye var, çünkü sezon sona erdi. 2016 için birden çok 8 bin metrelik zirve tırmanışı olabilir, biri Nepal biri de Pakistan’da olmak üzere, ama yine belirtmem gerekir ki bu sponsorluk durumuna bağlı. Tabii bir de belki benim için üçüncü sefer Everest çıkışı olması ihtimali var. Ancak önümüzdeki kış başına kadar Avrupa Alpleri, Kafkasya ve Türkiye dağlarındaki daha alçak zirvelerde çeşitli teknik tırmanışlar planlıyorum.
YARALANMA VE ÖLÜMLERE ŞAHİT OLDUM
Son tırmanışlarda böyle bir tehlike atlattınız mı? Ya da sizin başınıza gelmese de böyle bir olaya şahit oldunuz mu?
Evet, bu son Broad Peak çıkışımızda nemli ve ılık havadan dolayı dağın 6 bin metreden alçak kısımlarında oluşan büyük ıslak tabakada kar çığları nedeniyle bir kişi hayatını kaybetti ve birisi bizim ekipten olmak üzere 6 kişi çeşitli derecelerde yaralandı. Ben genelde dağlardaki hava ve arazi durumunu yakından izlerim ve olumsuz koşullarda hareket etmemeye gayret ederim. Gittiğim her 8 binlik dağda birilerinin yaralandığına veya öldüğüne şahit oldum maalesef. Ancak bu demek değildir ki hep risk içinde tırmanış yapıyorum. Tam tersine, uygun koşulları yakalayıp güvenlik içinde tırmanmayı hep tercih ederim.
ZİRVE TIRMANIŞIN SONU İNİŞİN BAŞLANGICIDIR
– Zirveye çıktığınız zaman neler hissediyorsunuz?
Elbette zorlu bir tırmanışın bitimi ve inişin başlangıcı zirve ile sembolize olur. Zirveye ulaşmak coşku ve sevinç demektir. Fakat sanılanın aksine, dağcılığın tek hedefi zirve olarak gözükse bile zirve en önemli şey değildir. Yapılan tırmanışın kalitesi, tırmanış rotasının zorluğu ve estetiği, dağın güzelliği ve kişinin doğa ile olan bütünleşmesi çok daha önemlidir. Zirve cümlenin sonunda, diğer cümle ile aradaki nokta gibidir. Zirvesine göre sevinç, yorgunluk, sıkıntı, coşku hisleri şiddetli olabilir elbette, tırmanışın gelişimine göre… Çıkmadığınızda üzülür, çıkınca ise bir hayali bitirmiş olursunuz zirvede.
BİR HAYAT TARZI: DAĞCILIK
– Özellikle kış aylarında büyük tehlikeler atlatıyor olmalısınız. Çığ düşmesi, hava şartlarının elverişsizliği gibi… Dağcılığın bu zor tarafını nasıl aşıyorsunuz?
Dağlarda tırmanış daima risk taşır ve yüksek dağlarda ‘objektif risk’ olarak tanımladığımız bu bahsedilen tehlikeler ile daha fazlası daima mevcuttur. Ancak bu da dağcılığın ayrılmaz bir parçasıdır. Dağcılık sıradan bir spor değildir, insanın kendisini ve ortamı iyi tanımasını gerektiren bir hayat tarzıdır. Dağlara bu bahsettiğiniz tehlikelerin olduğu anlarda tırmanmaya çalışmak hayati tehlike içerir, koşulların uygun olduğu zamanlarda tırmanış yapmak lazım. Ayrıca dağlarda her saniye dikkatli ve ihtiyatlı olmak, atılan her adımı dikkatle değerlendirmek önemlidir. Normal hayatta olduğu gibi, tırmanışta da tecrübeleriniz dahilinde, bunların size verdiği değerli bilgiler ışığında hareket etmek ve içinizdeki sese, bir tür altıncı duyuya güvenmek gerekir. Bu da dağcılıkta dağ ortamını ve kendini çok iyi tanımaktan geçiyor. ‘En iyi dağcı yaşayanıdır’ derler. Hayatınızı, yani en önemli varlığınızı korumak için kendinizi bilgi ve tecrübeyle donatmalısınız. Bunun yolu da dağ ortamını ve kendinizi tanımaktan geçer. Dağlarda en önemli olay beklenmeyenlerdir, kesinlikle her zaman bir sürpriz sizi köşe başında bekler. Daima yaratıcı çözümler üretebilecek, girişimci, esnek, azimli, cesur olan fakat nereden döneceğini bilen, gerektiği kadar hırslı, sınırlarını doğru belirleyebilen ve dağcılığı dağla, kaya ve buzla verilen bir kavga olarak görmeyen bir karakter sergilemeniz doğrudur. Bir sonraki adımınız bir öncekine ve o anki koşullara bağlıdır. Kararlı ve sabırlı olmak, pes etmemek de önemli meziyetler.