Yeryüzü güçleri sanki biz gelmeden önce evimizi hazırlamış gibiler. Nefes kesen, doğanın milyonlarca yılda oluşturduğu ve elbette oluşumların devam ettiği olağanüstü yerler. Hayaller kurmamıza sebep olan bu yerler, gezgin ruhları besler güzellikte.
1. Sonsuz Orman, Rusya
200 yıldan yaşlı ağaçların altında mitlere konu olmuş geyik türü Muslar, Avrupa’dan Çin’e kadar uzanan uçsuz bucaksız toprakların ülkesi Rusya’nın gizemlerine gizem katıyor. Uralların arasında kıvrılan Sonsuz Orman’ın, Muslardan başka sakinleri de var. Kimi zaman bu kırmızılı kadın gibi ziyaretçiler dünyanın bu geç keşfedilmiş ormanlarını unutulmaz karelere fon yapıyor.
2. Yünnan – Çin
Dünyanın belki de en kendine has renkleri kadim Çin uygarlığının sınırlarının ardında gizli. Yünnan bölgesi Çin’in en renkli bölgelerinden. Kuzeybatıda ruhani Tibet, kuzeyde dev endüstrisiyle Siçuan, batıda Myanmar, güney ve güneydoğuda ise iki uzak ve egzotik kültür Laos ve Vietnam. Bu coğrafi çeşitlilik Yünnan’ı hem etnik hem de doğa olarak eşsiz kılıyor.
3. Natron Gölü, Tanzanya
Tanzanya ve Kenya arasındaki bu fantastik göl renginden de anlaşılacağı gibi en çok flamingoların uğrak yeri. Bu göçebe kuşlar renklerini göllerdeki karides benzeri kabuklular ve minerallerden alıyor. Natron gölünün ph değeri 10,5. İçindeki sodyum Van Gölü’nü bile içilebilir kıvamda bırakacak seviyede. Bu durum medyada sıklıkla ölüm gölü olarak anılmasına sebep oluyor. Gölün alkali değerine uygun olmayan canlılar kısa bir süre içinde ölüyor ve cesetleri kuruyor. Böylece Natron Gölü için “dokunan taşlaşıyor” benzeri ifadeler kullanılıyor. Tabii ki yok öyle bir taşlaşma. Göl, Afrika doğasının sihirli yaşam alanlarından sadece biri.
4. Olympic National Park, ABD
Kullanıcı deneyimi gezgin bünyeler için çok değerlidir. Bu yüzden ilk elden deneyim paylaşan ridici nickli sözlük yazarının yorumlarını direkt ekşiden aldık; çünkü bölgeyi gayet güzel özetlemiş:
“Bir yanım deniz bir yanım orman” konsepti dahilinde günler geçirmek mümkün olan bir coğrafya harikası. Ve fekat bu deniz büyük okyanus bu orman akıllara ziyan bir yağmur ormanı. İnsan gözünün gördüğü her şeyden daha küçük hissediyor kendisini. Ağaçlar yüz metrelerce uzun, bir o kadar da yaşlı. Patikadan çıktığın an kayboldun demektir, yosunlarla kaplı geçit vermeyen ağaçların arasında. Neyse bir şelaleye bir nehre rastlarsın illa ki susuz kalmazsın da ayıya, pantere rastlarsan, o da bol. Geyik dersen adım başı zaten. Büyük okyanus dediğin öyle her denize benzemiyor, agaçları söküp alıyor dalgalar, öyle hırçın öyle ürkütücü.
5. Volkanik Işıklar, Japonya
Olympic Park’ın kıyısına kadar gelip karşımıza Pasifiği alıyoruz, ufukta Japonya var. Tabii aradaki dev okyanustan sonra. Dünyanın en aktif volkanik hareketlerinin yaşandığı sularda bu faaliyetler o kadar etkin ki ortaya yeni adalar bile çıkabiliyor. Son olarak 2013’de Ogasawara (Bonin) takım adaları açıklarında 200 metre çapında bir ada oluşmuştu. Bu oluşumlar kimi zaman başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz ışık hareketleri de sunuyor.
6. Namib Çölü, Namibya
Büyük Sahra ve Kalahari’den sonra dünyanın en büyük üçüncü çölündeyiz. Çölün kırmızı topraklarının Atlas Okyanusuyla buluştuğu bu nokta “dünyanın sonundaki dünya” tabirini tam manasıyla hak edecek yerlerden. Namib kelimesi, Nama dili’nde “çok büyük” anlamından geliyor. Namib Çölü, 50.000 km²’lik bir alana yayılarak isminin de hakkını vermeyi ihmal etmemiş. Bu kumlar ve sular, okyanus boyunca 1.600 km’lik Namibya sahilini oluşturuyor.
7. Grönland
Okyanusun suları çöl kıyılarından eşit mesafede uzaklaşırken Güney’de Antartika, Kuzey’de ise Grönland’ı meydana getiriyor. Sırlarını milyonlarca yıllık buzların arkasına gizleyen Grönland hakkında hâlâ çok az az şey biliniyor. Geçtiğimiz yıllarda bölgede keşfedilen 4 Milyon yıllık kanyon ortaya çıkan yeni sırlardan yalnızca biri.
8. Kazbegi, Gürcistan
Gürcistan sınırımız olduğu halde nedense az ilgi gösterdiğimiz ülkelerden. Güney Kafkasya bahardan kışa hatta yaz aylarına yayılan rotalara sahip. Kazbek Dağı’nda 2100 metre yükseklikteki Gergeti Klisesi’ni bu rotaların en uç noktalarından sanmayın. Gürcistan, popüler kayak pistleriyle çok daha yüksek irtifaları imkanlı kılıyor.
9. Vietnam
Yünnan’ın güneyinde kanla sulanmış topraklarda pek kimselerin gitmediği Vietnam’dayız. Çinhindi’nin fakir ama gururlu ülkesi hem benzersiz tatları hem de gizli saklı kalmış nadir güzellikleriyle her gezgin ruhun rüyalarını süslemeli. Dünyanın bilinen en büyük mağarasının da burada olduğunu belirtmeden geçmeyelim. 1991’de bulunan mağara 2009’a kadar dünyadan gizlendi. İçinde başlı başına bir ormanı ve nehri var. 200 metre derinlikte, 150 metre genişlikte ve 5 km. uzunlukta diyelim, gerisini siz araştırın. İsmi, Son Doong.
10. Retba Gölü, Senegal
Dakar Rallisi’nin bitiş noktası olan göl %40 tuzluluk oranıyla İsrail’deki Lut Gölü’nü andırıyor. Gölün zaman zaman aldığı pembe renk ise Dunaliella Salina ismindeki bir alg sayesinde oluyor. Bu madde kozmetik sanayisinde de kullanılıyor.
11. Kamçatka, Rusya
Kırk yanardağı, Bering ve okyanus kıyıları, vahşi coğrafyasıyla doğanın her rengini barındıran Kamçatka aynı zamanda Rusya’nın ABD’ye en yakın toprağı. Ünlü “Vahşi Rusya” belgeseline de konu olan yarımadanın keşfi pek öyle gezerek bitecek kadar değil. Kamçatka’nın yayıldığı bölge, ülkemizden geniş.
ENGİN ÖZER /Listelist