Bugün neredeyse tüm köprülerimizde metal konstrüktürler kullanıyor, onları olabildiğince sağlam inşa ediyoruz. Oysaki dünyanın en çok yağış alan bölgesi olan Kuzeydoğu Hindistan’ın derinliklerinde bulunan Meghalaya’da köprüler yapılmıyor kendi kendine büyüyor. Üstelik bu köprüler yaşlandıkça sağlamlaşmaya devam ediyor.
Kauçuk ağacının bu ikincil köklerini ihtiyaç olan yöne, yani akarsuyun karşı kıyısına doğru uzatmak için betel nut denilen ikinci bir ağaçtan yardım alınıyor. Kökler birbirini kesmiyecek biçimde bu ağacın etrafına nazikçe bağlanıyor Bu köprü yapım geleneği de yüzyıllardır nesilden nesile aktarılarak günümüzde halen sürmeye devam ediyor. Ve on yıllar içerisinde kökler köprünün diğer tarafında ulaştığında yeniden toprakla birleşiyor ve köprü tamamlanmış oluyor.
Köprü kullanıma hazır olduğunda uzunluğu 30 metreye ulaşabiliyor. Oldukça dayanıklı olan bu köprüler tek bir seferde üzerinde 50’den fazla insanı taşıyabiliyor. Bu köprülerin gücü yaşamalarından geliyor elbette. Kök köprüler 400-600 yıl ayakta kalarak kabilenin gelecek nesillerinin de onlardan faydalanmasına imkan tanıyorlar. Öyle ki köyün etrafında yaklaşık 500 yaşında ağaç köprüler halen aktif olarak kullanılmakta.
Yazıda bahsedilen zaman dilimleri kulağınıza çok uzun gelebilir ama unutmayalım doğanın acelesi yok, acelesi olan insan.
Aşağıda muhteşem manzaralarla dolu bu köprünün yapılışını anlatan 6 dakikalık bir video var. İzlemenizi öneriyorum.
Sibel Çağlar
Kaynak: http://www.atlasobscura.com/places/root-bridges-cherrapungee