İşe Bisikletle Gitmek!

2.Abartma!

Etrafındaki insanlar, senin yaptıklarını kendileriyle bağdaştıramazlarsa, sana özenmeleri pek mümkün değildir. Pedli bisiklet taytı konforlu bir kıyafettir ancak ofisle bağdaştırmaya çalışman biraz tuhaf olabilir. Teknik kıyafetler, bisikletin ulaşım aracından çok spor ekipmanı olarak algılanmasına neden oluyor. Süper şık Danimarkalılar ve İtalyanlar kadar olmasa da “normal” görünmeye çalışabilirsin.

3. Rotanı Paylaş

İşe bisikletle gelmeyenlerin en sık kullandıkları neden trafikten korktukları için kendilerini güvende hissetmemeleridir. İş arkadaşlarına alternatif rotaları gösterebilirsin – trafiğin az olduğu arka sokaklar, parklar, bisiklet yolları vb. Çevrendeki insanlar bu alternatifleri tanımıyor, bilmiyor olabilirler.  Strava, Runtastic gibi akıllı telefon uygulamaları ile rotanızı sosyal medya hesabınızdan paylaşmanız, sizinle aynı rotayı  kullanan kişilere ilham verecektir.

Bisikletli Ulaşım Platformu gönüllülerinin hazırladığı haritayı ve Türkiye’de bulunan mevcut bisiklet yollarını, tehlikeli kavşak ve mazgaların yerlerini incelemelerini tavsiye edebilirsiniz.

4. Antreman

Bir şeyin asla unutulamayacağını anlatmak için “bisiklete binmek gibi” deriz. Trafikte bisiklete binmek için ise sadece bisiklete binmeyi bilmek yetmeyebilir. Çocukluğundan beri bisiklete binmemiş iş arkadaşınızla kısa bir sürüşü birlikte yapabilirsiniz. Yolun çok sağından gitmemeyi, park eden araçların kapılarını dikkatsizce açabileceklerini, trafik ışıklarında araçların arasında değil önünde beklemeyi onlara anlatmanız gerekiyor.

5. Ne kadar kolay olduğunu göster

En çok duyduğumuz diğer bir yorum”sen işe bisikletle geliyorsun çünkü sen antremanlı ve fitsin”. Algı çok önemli birşey. Bisiklet binmek ise zor birşeymiş algısı çok yaygın.

Bisiklet sürmek en verimli insan-gücüyle yapılan ulaşım şeklidir. Yürümekten daha zor değildir ancak yürümekten 5 kat hızlıdır. Bisiklet sürmek sadece yarışçılar için zorlu ve zahmetlidir. Arkadaşınıza bisikletin selesini yükseltmesini, lastiklerde yeterli hava olması gerektiğini hatırlatın. Arada sırada zinciri yağlamayı da unutmasın.

Araç otoparkında arkadaşınıza bisikletinizi bir tur verin, ne kadar kolay olduğunu kendisi görsün. Ben dün iki kişiyi bu metodu kullanarak ikna ettim.

6. Bisikletin maliyetini söyleyin

Bisiklet pahalı değildir; ucuz da değildir.  Arkadaşlarınız muhtemelen süpermarkete gidip 300 TL’ye bisiklet alabileceklerini düşünüyorlar. Aslında satın aldıkları şey bisiklete benzeyen, bir kaç kez kullandıktan sonra bir yerde paslanmaya bırakacakları bir çöp.

1000 TL ödeyerek alacakları bisiklet, uzun vadeli düşünüldüğünde gerçekten iyi bir ekonomik yatırım olabilir. Bisikletin, bir dizüstü bilgisayarla aynı fiyat olduğunu ama onunla A’dan B’ye yıllarca bedava gideceklerini açıklarsanız işe yarayacaktır.

7. Bisiklet Dükkanı Tavsiye Edin

İş arkadaşlarınızı bildiğiniz ve güvendiğiniz bisiklet mağazına yönlendirin. Oraya gittiklerinde kendilerine uygun bisikleti rahatça deneyip satın alabilirler. Bisikletlerini aldıktan sonra sık sık aksesuar ve tamir gibi ihtiyaçları için tekrar tekrar ziyaret edecekleri bu dükkan çalışanları ile  iyi ilişkiler kurabilirler.

8. Güvenliği Sağlayın

İş arkadaşını ikna ettin, bisikletle işe geldi. İşte şimdi çözmen gereken bence en büyük sorunla başbaşasın. Bisikletini nereye koyacak? Katlanır bisiklet, masanın altına kolaylıkla yerleştirilebiliyor ama normal bir bisiklet?  Şirketinizin İnsan Kaynakları departmanına gidin ve bisikletle işe gelen çalışanlar için bisiklet park yeri isteyin. Eğer size bir çözüm bulmazlarsa, o zaman örgütlenin ve daha kalabalık bir imza listesi ile talebinizi yenileyin.