Her yıl Amerika’nın Nevada eyaletinde Black Rock’ta düzenlenen bir hafta boyunca gerçeklerden uzaklaşma, kendinizi sınırsızca ifade etme, aralıksız müzik, sanat, dans, ateş, hareket imkanı sunan bir çöl festivali… Burning Man
Festival, Amerikalıların Labor Day (Bizdeki işçi bayramı ile aynı tarih değil)’inden bir hafta önce Black Rock Desert, Nevada’da düzenlenir. Katılımcılar yedi gün boyunca çöl şartlarına direnir, kendi duvarlarını yıkar, özgürleşir son olarak da insan bedeni ve onun kalıplarını temsil eden Tahta Adamı yakarak festivali sonlandırır.
Çölde kurulan bu dünya tam anlamıyla özgürlük dünyasıdır. Çölde bulamayacaklarınız ise günlük hayata dair detaylardır. Örneğin; para, beton yapılar, takım elbise, somurtan mutsuz insanlar, hava kirliliği ve stres bu festivalde yok !!!
Festivale katılan binlerce insan buraya eğlenmenin ötesinde kendi sınırlarını denemeye geliyor. Çöl sıcağında bol bol su içip, mümkün olduğunca az alkol tüketmeye çalışıyorlar. Amaç bir hafta boyunca hayatta kalabilmek. Güneş kremi, yiyecek ve su, bu yeni gezegene adapte olmanız için doğru kullanmanız gereken araçlar.
Her sene festivalde; 7 çağ, eriyen dünya, inancın ötesi, bilinç, umut ve korku, Amerikan Rüyası gibi temalar seçilir. Katılımcılar playa adı verilen kampın ortasındaki yerde; festival için hazırladıkları teması önceden belirlenmiş çalışmalarını sergiler. Festival bir dışavurum platformu haline gelir ve bu platformda kendine güven ve kendini gösterme sonucu ortaya çıkan sanat eserleri ve gösterileri sergilenir.
Burning Man, uyuyarak kaçırmak istemediğiniz manzaralarla dolu. Özellikle geceleri başlayan çeşit çeşit ışık oyunları çöl manzarasında kaçırılmayacak görüntüler yaratıyor. Müzik 24 saat devam ediyor. Parti gündüz saatlerinden, ışıltılı gecelere bağlanıyor.
Giderken aldığınız bilet ve her sabah buzluklar için aldığınız buz dışında hiçbir şeye para harcamıyorsunuz. Çünkü herkes en iyi yaptığı yemek neyse onu normalde yapacağının üç-beş katı yaparak etrafındakilerle paylaşıyor.
İlk kez 1986 yılında Larry Harvey ve Jerry James’in yirmi kişilik arkadaş grubuyla San Fransisco, Baker Beach’ta buluşması ve 3 metrelik tahta bir adamı yakmalarıyla başlayan festival, ilerleyen yıllarda katılımcıların artması ile 1990 yılından itibaren Black Rock City, Nevada’da yapılmaya başlandı. Binlerce insan yıllardır, bir hafta boyunca çöl şartlarına direnip, son gün insan bedeni ve onun kalıplarını temsil eden tahta adamı yakarak festivali sonlandırıyorlar.
Festivaldeki amaç her bireyin sahip olduğu yaratıcı güçlerin ortaya çıkmasıyla kendini ifade etme ve özgüven sonucunda yeni bir kültür yaratmak. Festivalin yaratıcıları, Burning Man sayesinde dünyada spiritüel anlamda bir değişiklik yapabileceklerine inanıyorlar.
Çölün ortasındaki festival alanında insan yerleşimi olmasa da, burası birçok hayvana ve bitkiye ev sahipliği yapıyor. Burning Man’in ‘Leave No Trace’ (İz Bırakma) politikası festival bitiminde her şeyi yakıp yok etmek üzerine kurulu. Katılımcılar dev partiden sonra çöle ait olmayan her şeyi yaksalar da, yıllar içinde geride kalan çöp miktarında önemli bir artış var.
Festivalin prensip edindiği 10 kural
Katılım: Bu festivale herkes katılabilir. Yabancılar saygıyla hoş karşılanır. Bu toplulukta katılım için hiçbir ön koşul yoktur.
Hediye verme: Festival hediye verme odaklıdır. Hediyelerin değerinin ne kadar olduğu koşulsuzdur. İstenilen her şey hediye olarak verilebilir. Hediyeye eşdeğer bir hediye verme şartı yoktur.
Meta olmaktan çıkarma: Festival organizasyoncuları hediye verme ruhunu korumak için; reklam, sponsor gibi aracıları kaldırarak kendi sosyal çevrelerini oluşturuyor. Bu şekilde Yanan Adam Festivali kültürünün istismar edilmesi ve tüketim yeri hâline gelmesini engelliyorlar.
Kendine güven: Yanan Adam Festivali bireylerin kendilerini keşfetmelerini, kişinin iç kaynaklarına (potansiyeline) güvenmesini destekliyor.
Kendini ifade etme: Bireyin kendini ifade etmesi kendi ruhuna verebileceği yegâne hediye olarak görülüyor. Kişiler kendilerini özgürce ifade ederken başkalarının haklarına saygı duymalı.
Toplu güç: Festivalde; uyum ve işbirliği yaratıcı değerlerin ortaya çıkmasını sağlanıyor. Sanat çalışmaları, farklı iletişim yöntemleri, sosyal ağlar gibi etkileşimli çalışmaların yapılması için uğraş veriliyor.
Sivil sorumluluk: Festival sivil toplumu destekliyor.
İz bırakmadan: Festival Organizasyoncuları çevreye saygılıdır. Aktiviteler bitiminde, katılımcılar kalan her şeyi toplar ve hiçbir iz bırakmazlar. Böylece festival sonunda etkinliklerin yapıldığı bölge; festivalden önceki hâlinden bile daha güzel olur.
Katılım: Festivale katılamayacak hiçbir grup, etnik köken, kişi yoktur. Herkes buraya gelip bir şeyler yapmaya davetlidir. Herkes dans etmeye, oyun oynamaya, sanatını sergilemeye, çalışmaya ve kalbini açmaya davetlidir.
Samimiyet: Festivalin en önemli kuralı olan bu kural; festivalin asıl amacıdır. Toplum hayatında aramıza giren görünmez engelleri ortadan kaldırarak, içinizdeki “asıl kendinizle” tanışma fırsatı sunar ve çevrenizdeki gerçekliği görmenizi sağlar. Bu festivalde, doğal yaşamdaki detaylar, kalıplar kaldırıldığında etrafınızdakilerin aslında nasıl göründükleri ve hissettiklerini anlamanız konusunda yepyeni bir bakış açısı kazanmaya hazır olun. Merak ederseniz bu sene bu festival 30 Ağustos tarihinde başlayacak detayları kendi web sitelerinden inceleyebilirsiniz.
http://burningman.org/event/
Haberi derleyen : Sibel Çağlar
Gezginler