Tırmanış tutkusu onu sistemin dışına çekmiş. Mezun olduktan sonra diplomasını bir kenara bırakıp ve eşyalarını verip çöllere yerleşmiş, Nepal’de yaşayıp dilini öğrenmiş, dünyanın en saygın zirvelerinde tırmanmış. O zirvelerde önce çizim yapmaya, sonra film çekmeye başlamış.
Düzene uyum sağlamayarak, dünya sahnesinde kendine kocaman bir yer açmış. Şu an kendisi meşhur bir The North Face sporcusu, National Geographic fotoğrafçısı, Sundance’ten ödüllü görüntü yönetmeni…
Elinde kamerası ile hayatın en ucunda yaşıyor. Çad çöllerinde boğazına bıçak dayanmış, kayarken kafatasını kırarak öbür tarafa gidip gelmiş… Sık sık ölümle burun buruna ama bu hep hayat dolu olmaktan, hayatının hakkını verebilme dürtüsünden.
Şu an 35 yaşında olan Renan’ın tırmanışa olan ilgisi Colorado College’da biyoloji okurken başlamış. Küçük bir tırmanış topluluğu ile tırmanışlar yapmaya başlayan Renan’ın bu merakı onu Nepal’egötürmüş.
Üniversitenin bir senesini en sıkı tırmanışların başlangıç noktası olan Nepal’de geçiren Renan, hem tırmanış tekniğini geliştirmiş, hem de buranın dilini ve kültürünü öğrenmiş. Hayatı boyunca Nepal’e sayısız kez tırmanış ve çekim için gitmiş. Favori seyahat yeri sorulduğunda hala Nepal cevabını veriyor.
Üniversiteden mezun olduktan sonra eşyalarından kurtulup Moab, Utah’ta çölde yaşamış. Burada bir yandan tırmanırken, bir yandan kara kalem çalışmaları yapmış. Tırmanışla sanatı birleştirmeye ise böyle başlamış.
Ekspedisyonlarına eşlik eden arkadaşları onu daha kimsenin uyanmadığı sabahın erken saatlerinde ve tırmanış sonrası hep yerlerde çizim yaparken hatırlıyor. Eskiz defterinde başladığı küçük çalışmalarını daha sonra çölün sağına soluna yaydığı büyük kanvaslara taşımış.
Malı mülkü, diplomayı bir kenar atıp, nasıl mı bu hayat tarzını sürdürebilmiş? Hayır, birikimi yokmuş. Bi grup tırmanış meraklısı arkadaşı ile süper market çöplerininden buldukları ile besleniyorlar (Dumpster Diving) ve otostop yapıyorlarmış.
Birçok kez Indian Creek, Yosemite, Joshua Tree, Squamish, Bugaboos’da tırmanışlar yapan Renan,tırmanışlarla birlikte el değmemiş yerlerde muazzam manzaralarla karşılaşıyor ve bu ondaki fotoğraf ve video çekme isteğini tetikliyor. Renan için tırmanış ve çekim el ele giden ayrılamayacak bir ikili. İkisinin birbirini beslediğini söylüyor. Büyük Hollywood yapımlarından gelen teklifler ona heyecan verdiği kadar onu tırmanıştan uzak kalma fikri tedirgin ediyor.
Tırmanışların bir yandan videosunu çekerken, bir yandan da doğanın ona verdiği ilhamı kullanarak kamplarda çizmeye de devam ediyor.
Videolarını tırmanış sırasında çekip, kurgulayıp, oradan yayınlıyor. O yüzden videoları anın tazeliğini ve oraların duygusunu çok iyi yansıtıyor.
Kendisi çoğu zaman filmlerinin hem kahramanı, hem yönetmeni, hem de yapımcısı. Elbette, sporcu olarak filmlerin kahramanı olduğu kadar, başka sporcuların da ekspedisyonlarının hikayelerini filmleştiriyor.
Aynı zamanda bir The North Face atleti olan Renan, Himalayalar’dan Afrika Çölleri ve Borneo Ormanları gibi birçok ekstrem lokasyonda çekimler yapıyor.
Doğa sporlarında hafif olmak kritik önem taşırken, kendi malzemelerine kilolarca ek olarak profesyonel kamera ekipmanı sırtlanıyor. Ve bunları şark edebilmek için güneş panelleri. Ona eşlik eden sporcular, bunu büyük hayretle ve hayranlıkla karşıladıklarını, ama muhtemelen bu yükünAlpinist ekspedisyonlar için formunu korumasına yardımcı olduğunu söylüyorlar.
National Geographic ve Outside Magazine gibi sektörün lider kuruluşları için çekimler yapan Özturk için özgün görsel hikâye anlatımı ile outdoor spor endüstrisinin liderlerinden olduğu söyleniyor.
Ölümle dans etmek onun için günlük bir ritüel, ama bir seferinde büyük sıyırmış: 2011 yılı Mart ayında, Wyoming dağlarında The North Face için kayak çekimleri yaparken çok ciddi bir kaza geçirmiş ve kafatasında ve kaburgalarında çeşitli kırıklar, omurgasında zedelenme ve ciğerlerinden birinde sönme ile ölümden dönmüş. Bir beyin ameliyatı olmuş. Doktorların dediğine göre bu kazayı kalıcı hasar olmadan atlatması bir mucizeymiş.
Tırmanış hikayelerini çekmek onun için öyle büyük bir tutku ki; ölümü teğet geçtiği kaza sırasında bile yanındakilere o anı çekmelerini mırıldanıyormuş!
Kazadan altı ay sonra, ona hayatında en çok heyecan veren tırmanış için kendini topluyor ve ayaklanıyor. Mentoru olan Jimmy Chin ve Conrad Ankers ikilisinin Meru’ya 2. tırmanış denemesine katılmak ve filme almak üzere ekibe dahil oluyor.
Bu trırmanış hepsinin hayatlarında yaptıklarından daha zor bir trımanış. Daha önce beş kere Everest’e tırmanacak kadar kıdemli olan ikili, 2008’de tırmanmayı deneyip, başarısız olarak geri dönmüşler. Nasıldı diye sorduklarında, “Nasıl öleceğimi hep merak ediyordum. Meru’ya tırmanırken artık biliyordum diye düşündüm” demişler.
Maceranın zorluğu ve orayı geçen ilk kişiler olabilme ihtimali Renan’ın bunu her şeyden çok istemesine ve kendi deyimiyle tutku ve saplantı karışımı karşı konulmaz bir güdüye çevirmiş.
Meru’ya tırmanırken -28 derecede 12 gün boyunca asılı kalmaları gerekmiş. Tabi duvar, tırmanışın sadece bir kısmı. Kar fırtınaları, çığ, kangren, ayaklarının soğuktan donması tehlikeleri ile her gün mücadele ederek yapılmazı yapıyorlar ve geçilmez Meru’yu deviriyorlar.
Nat Geo‘ya “Tırmanışta neredeyse ölüyorduk ama filmi yapmak daha bile zordu” diyen Renan, hem Meru’yu devirmenin, hem de “Meru” ile 2015 Sundance Film Festivali’nden, Jüri Büyük Ödülü adaylığı ve en iyi belgesel dalında Seyirci Ödülüyle dönmenin gururunu yaşıyor. Film, etkilemesi zor gözler olan New York Times otoritelerinden çok olumlu yorumlar alıyor. Fragmanını izleyebilirsiniz:
(Renan’ın diğer önemli çalışmaları ise; Valley Uprising (2014), Into the Mind (2013), Reel Rock 7 (2012) ve First Ascent (2010). Yer aldığı filmleri buradan karıştırabilirsiniz..)
Yapılamazı yapmaya doyamayan Renan Öztürk, aynı yıl Alaska Tooth Traverse‘i tamamlayan ilk kişi oluyor.
Evi, Boulder, Colorado’da olsa da, Renan Öztürk aslında hiç evde yok. Sürekli doğada, yeni bir macerada.
Sporcu ve yönetmen 2 arkadaşı ile birlikte Camp4 Collective adlı prodüksiyon şirketini kuruyorlar ve ekstrem doğa sporlarını bu çatıda çekmeye devam ediyorlar. Dünyanın dört bir yanında gerçekleştirdiği tırmanışlardan kareleri çoğunlukla Instagram hesabında paylaşmakta. Onu Facebook ve Instagram hesaplarından, Camp4Collective’in ve kendi kişisel web sitesinden takip edebilirsiniz.
Instagram – instagram.com/renan_ozturk
Facebook – www.facebook.com/renanozturkmedia
Web Sitesi – www.renanozturk.com/
Camp4 Collective – www.camp4collective.com/
KISA KISA
En sevdiği atıştırmalık: Fuji Elma ve Yer Fıstığı Ezmesi
Favori off – season aktivitesi: Dağ Bisikletine binmek
Sabah uyanmasını sağlayan şeyler: Espresso ve dramatik manzaralar
En sevdiği film: Baraka
Spor için favori yer: Yosemite/Himalayalar
Takma adı: Nando
Her zaman yanında olan şeyler: Çizim için bir tükenmez kalem, iletişim ve müzik için iphone ve alet edavat çantası.
En gurur verici anı: Tibet Platosu’ndaki eski mağara kayalıklara tırmanıp Budizm öncesi sanat ve insan kalıntılarını keşfettiği an
En sevdiği müzik: Random Rab
Kamp alanındaki en favori yardımcısı: Küçük espresso makinesinden kahve
Favori seyahat mekanı: Nepal
Bu yazı ilk olarak www.bizevdeyokuz.com web sitesinde yayınlanmıştır.