Göçebe Kültürün Başını Çekenler: Hobolar

Savaş sonrası Amerika’daki ekonomik krizi takiben ortaya çıkan ve edebiyattan sanata, çalışma biçiminden müziğe kültürel anlamda yeni, alışagelmedik ve farklı bir yaşam dinamiğini ortaya çıkaran “hobo” kültürünü biraz tanıyalım…hobo

19. yüzyılda Amerika’da tarım ekonomisinin endüstriyel sisteme dönüşümü sırasında, teknolojik ilerlemeler ve geniş ölçekli girişimlerle bir geçiş dönemi yaşanmaktaydı. Nüfusun arttığı, kentsel gelişmelerin yaşandığı, Batıya doğru coğrafi sınırların açıldığı 1870 ila 1920 yılları arasındaki bu dönem hobo’ların sayıca en yoğun oldukları döneme denk geliyor. Genişleyen demiryolları ağları iki açıdan önem taşımaktaydı, hobo’lar hem demiryollarının oluşumunda çalıştılar, iş buldular hem de kendi inşa ettikleri bu yolda hareket kabiliyeti yakaladılar. Demiryollarının yanı sıra, gelişmeye paralel olarak inşaat, maden ve kerestecilik gibi iş kolları da “göçebe” ve geçici iş gücüne ihtiyaç duymaktaydı. Toplumun bir kesimi tarafından güvensizlikle karşılansalar, aylak, avare olarak tanımlansalar da gerçekte hobo, günlük yaşam standartlarını sağlamak için geçici de olsa çalışmak zorundaydı ve bundan kaçmıyordu.

“Aylak vakit öldürür ve oturur. / Avare vakit öldürür ve yürür. / Ama bir hobo hareket eder ve çalışır ve temizdir.” [1]

Yük trenlerine kaçak olarak binerek yolculuk eden, demiryolu çalışanlarının çoğundan destek gören, fakat en önemlisi tartışılmaz ve yazılı olmayan bir kural olarak, kurdukları “network” ile birbirlerine destek olan bu insanlar, farkında olmadan bir yaşam kültürünü de ortaya koydular. Bir hobo asla bir “serseri” olarak tanımlanmaz, hobo çalışmaktan kaçmaz, ancak çalışmak onun için geçici, günlük hayatını ve bu yaşam tarzını sürdürebilmesi için bir araçtır, asla amaç olmamıştır.

“Bir hobo çalışır ve dolanır, bir avare hayal eder ve dolanır ve bir aylak içer ve dolanır.” [2]

Göçebe yaşam tarzını kök salmakla değiştirmek istemez. Gerçek bir hobo için varılacak nihai bir nokta hiçbir zaman olmamıştır, amaç daima yolda olmaktır. Hobo’lar gerek molalarda, gerek çalıştıkları geçici işlerde, gerekse yük treni bekledikleri / değiştirdikleri tren yollarının üzerindeki su depolarında diğer hobo’lar ile buluşarak deneyimlerini paylaştıkları molalarda sözlü bir hikâye / anlatı ve müzik kültürü geliştirdiler.

Hobo

“Hobo Jungle” adı verilen bu konaklama yerlerini bir çeşit okul olarak da tanımlamak mümkün. Yaratılan, kimi zaman abartılan, süslenen bu hikâye kültürü bir yandan kendilerini var etmeye çalışmanın bir sonucu diğer yandan ise “sosyal paylaşım” ihtiyacının bir yansımasıydı. Kamp yaptıkları yerlerde kendilerinden sonra gelecek olan hobo için kimi zaman kuru odun, kimi zaman kibrit, kimi zaman ise giyecek ve yiyecek bıraktılar, gittikleri her yerde kendilerinin de aynı malzemeleri bulabileceklerinden emin olarak. Bir “altkültür” olarak hobo’luk aynı zamanda ihtiyaçlar doğrultusunda kendi işaret dilini de geliştirecekti. Birbirlerini tehlikeden korumak, uyarmak, yiyecek, barınacak yer, su ihtiyaçları için oluşturdukları işaret diliyle birbirlerine notlar bıraktılar.

Hobolar
Teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan hobo’lar ve kültürü, ironik olarak teknolojinin daha da gelişmesiyle ortadan kalkmaya başladı. Otomobilin ortaya çıkışı, karayollarının önem kazanması, demiryolu ağlarının daralması, dizel lokomotifin ortaya çıkışı  ve refah ekonomisi, sayıları bir zamanlar bir milyonun üzerine çıkan hobo’ların yok olmasına neden olacaktı. Bugün baktığımızda hobo yapısı, gelişmekte olan Amerika’nın bir dönem birçok iş kolunda göçebe işçiler olarak önemli bir açığını kapattığını ve ilerlemenin yapı taşları olduklarını söylemek mümkün.

Hobo’luk ve göçebelik aynı zamanda gittiği yere uyum sağlayabilme yetisi, yeni yetenek ve beceriler geliştirebilme kabiliyeti, farklı iş sahalarını deneme, öğrenme ile birleşik bir iş kültürünü geliştirerek süreci farklılaştırmıştır.

“…yeni bir tür, yeni ihtiyaçları karşılayan düzensiz ve kısa süreli işleri ardı ardına kabul etmeye hazır bağımsız göçmen işçiler…” [3]

Hobo kültürüne yabancı olsanız da yukarıdaki paragraflardaki birçok kavram, kültürel yapı, günümüzün yeni kuşağının yaşam ve çalışma şekliyle benzerlikler taşımakta. Gelişen teknoloji, ağ ekonomisi ve ağ sosyolojisi, mobil aygıtların yaygınlık kazanması ve gün geçtikçe gelişmenin “mobil” üzerine yapılandırılması, bulut teknolojileri, global iş yapma biçimleri, proje bazlı işlerin artması, uzaktan iş yönetim aygıtları ve iş kolları, freelance elemanlarla çalışma alışkanlıklarının gelişmesi ile yeni bir “Nomad” (Göçebe) kültürünü doğurmaya çoktan başladı bile.

“Tüm bir modernite boyunca hayata geçirilen kapatılma her yanından zayıflık işaretleri vermektedir. Buna nelerin yol açtığının da çok önemi yoktur: Hippiler, aylaklar, şairler, mihenk taşlarına sahip olmayan gençler ve hatta programlanmış tatil akımlarına yakalanan turistler… Kesin olan bir şey o da ‘dolaşım’ın yeniden başladığıdır. Düzensiz, hatta kasırgamsı bu dolaşım hiçbir şeyi ve hiç kimseyi olduğu gibi bırakmıyor. Zincirleri ve oluşturulmuş sınırları yerle bir ediyor ve bunu hiçbir alanı ayırmaksızın yapıyor: siyasi, ideolojik, profesyonel, duygusal, kültürel ya da kültsel engeller yıkılıyor. Hiçbir şey bu akışı durduramaz. Hareket ya da kaynaşma tüm kafaları istila ediyor.” – Michel Maffasoli,Göçebelik Üzerine-İnisiyatik Başıboşluk

Bir kuşağın daha yeni alıştığı “e” ön eki, artık yerini “m”ye bıraktı bile. Mobil teknolojiler mekân algısını ortadan kaldırıyor. Artık bir yerde olmak için orada olmaya gerek yok. Her an her yerdeyiz ve / veya hiçbir yerde. Her yerdeyken erişilebiliriz, her yerden erişebiliriz. Mobil teknolojilerin ürettiği mobil kültür coğrafya kavramını değiştirdiği gibi aynı paralellikte zaman kavramını da yeniden tanımlıyor. Etkileşim için yer ve zaman kavramları artık ortadan kalkmış durumda. Bir zamanların keskin çizgilerle ayrılmış “sanal” ve “gerçek” kavramları da mobilite ile tekrardan iç içe geçmeye başladı. “Mobil” ağ ile gerçeklik arasında sağlam bir köprü oluşturuyor. İş yapma alışkanlıklarını, eğlenme biçimlerini sosyal yaşamı derinden farklılaştırıyor. Toplumsal birliktelik / işbirliği ve koordinasyona imkân sağlayan mobil teknolojisi, “ağ”ı ve “network”ümüzü yanımızda taşımamızı ve iletişimimizin sürekliliğini sağlıyor.  Yani göçebelik yeniden tanımlanıyor. hobos

Yeni kuşak “netizen”ler artık sistemin klişe yapıları içerisinde iş ve kariyer sahibi olmak yerine “göçebe” bir hayat tarzını tercih ediyorlar. “Hobo Jungle”lar artık net üzerinde, sosyal ağlarda iletişim kurarak, deneyimlerini paylaşarak, yine sosyal ağlar üzerinde tıpkı hobo’ların bir zamanlar yaptığı gibi kendi dillerini, kendi yaşam biçimlerini, kendi jargonlarını oluşturup, kendi işaretlerini bırakarak farklı “komün”ler oluşturmaktalar. “Digital Nomad” ve / veya “Technomad” olarak adlandırılan bu kuşağın öncüleri çoktan “dünya vatandaşı” olmayı başardılar bile.

“Değişiklik arayan adama huzursuzluk virüsü bulaştığında ve ilerideki yol geniş, düz ve tatlı göründüğünde, kurbanın öncelikle yola çıkmak için kendisine iyi ve geçerli bir sebep bulması gerekir. Ki bu bir serseri için hiç de zor değildir.” – John Steinbeck, Travels With Charley: In Search of America

“Nomadic”ler eş zamanlı olarak hem gerçek dünyada hem de internet üzerinde yaşıyorlar. Cybercafe’lerde, kendilerine ait web sitelerinde, forumlarında bu yaşam tarzını seçenler için her rota için navigasyon, bu rotayı takip etmiş olanların deneyimleri, faydalı bilgiler, iş olanakları, konaklama olanakları vb’yi bulmaları artık mümkün. Evde çalışmakla başlayan bu süreç, şimdi artık kafelere, kütüphanelere, yollara taşmış durumda. Şimdilik “freelance” yazarlar, fotoğrafçılar, “affiliate” pazarlamacılar, web tasarımcıları, program geliştiriciler, yazılımcılar, tasarımcılar gibi bilgi ekonomisi çalışanlarıyla sınırlı gibi görünse de gün geçtiktçe kapsama alanını genişletmekte. Mobil Bohemler (Mobo) olarak da tanımlanan bu öncü gruplara her geçen gün hızla farklı iş kollarından yeni bireyler katılmakta. Birbirini destekleyen iki paralel eksende gelişen bu yapıyla gerek teknolojiyi kullanarak net üzerinden ve mekândan bağımsız iş yapmak, gerekse gidilen her mekândaki geçici işleri net üzerinden bulabilmenin getirdiği rahatlık yakın gelecekte sayılarının global ölçekte çok büyük rakamlara ulaşacağının göstergesi. Her geçeen gün ucuzlayan teknoloji, yeni kuşağın internet kullanma alışkanlıklarının daha fazla olması, temel teknoloji bilgi çıtasına her geçen gün artması bu yaşam tarzını destekleyen diğer unsurlar.

Yola çıkmaya hazır mısınız?

“Yolculukla ilgili nefret ettiğim tek şey, eve dönüyor olmak” – Wade T. Wilson

 

Ulvi Yaman

KAYNAK : Karga Mecmua (Ulvi Yaman – Göçebe Kültür Yeniden Hobo’lardanTechnomad’lara) / Ağustos – Eylül 2014

[1] Irwin Godfrey’in Amerikalı Avare ve Yeraltı Argosukitabından “deneyimli bir hobo”nun sözleri, Underground Poetix, Sayı 10
[2] Ben L. Reitman, Underground Poetix, Sayı 10
[3] Allsop, Underground Poetix, Sayı 1

Gezginler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir