KOGİLER, İnka ve Aztek dünyasından geride kalan ve şehirleri bizim dünyamız tarafından “dokunulmamış” tek yerli uygarlık. Yaşadıkları dağ, Kolombiya-Karayip kıyılarında, Sierra Nevada de Santa Marta’nın denizden neredeyse 8000 mt. yükseklikte ve dünyada denize kıyısı olan en yüksek dağ. Tüm iklimlerin yaşandığı, gezegenin minyatür bir versiyonu olan dağın eşsiz yapısı, her tür ekolojik bölgenin, dünyadaki bitki örtüsü ve hayvan türlerinin çoğunun yaşam bulabildiği bir mikro kozmos oluşmasına olanak vermiş.
Kogiler’in topraklarına giden yol, yerel mezar soyguncuları ve kokaincilerin “cehennem” olarak niteledikleri, doğanın ve silahlı çetelerin birlik olup Kogiler’i dünyadan izole ettikleri ormanlık bölgeden geçiyor. Bu sayede modern dünyadan gizlenen Kogiler, Amazon’dan Hudson Nehrine diğer Amerikan yerlileri tarafından hürmet görmekteler. Bugünün Guatemala Maya insanlarının yöneticileri, çocukluklarında Kogiler tarafından yetiştiriliyorlar.
Kogilerin bilgeleri yani ruhani liderleri, yaşamlarının ilk 18 yıllarını, “ALUNA” adını verdikleri kozmik bilinç ile iletişim kurmak üzere karanlıkta geçiriyorlar. ALUNA, gerçekliği şekillendiren, tüm yaşamın ve zekânın kaynağını sağlayan bir düşünsel süreç ya da bilinç olarak tanımlanabilir. 18 yıldan sonra bu kişiler “Mamos” yani Aydınlanmış kimseler oluyorlar. Görevlerini yerine getirebilmeleri için gizliliklerini koruyorlar.
Fakat artık, modern dünyanın yıkıcı açgözlülüğü ve hırsı yüzünden görevlerini yerine getiremez olduklarına inanıyorlar. Ve şimdi hepimizin dinlemek zorunda olduğumuz, yeni bir mesajları var.
Kogilere göre düşünce yoksa, hiç bir şey yok. Bu bir problem, çünkü bugün bizler sadece dünyayı talan etmekle kalmıyor, fakat aynı zamanda onun içini boşaltıyoruz, hem mevcut fiziksel yapısını, hem de varoluşun temeli olan “bilinci” yok ederek.
Kogiler, kendilerinin dünyayı ve onun doğal ritmini korumakla görevli olduklarını düşünüyorlar, ancak bundan bir kaç on yıl önce, modern dünyanın “madencilik” ve “ormansızlaştırma” eylemleriyle bunun artık imkansızlaşmaya başladığını fark ettiler.
1990′da ortaya çıkıp Alan Ereira ile işbirliği yapıyorlar ve 90 dakikalık bir BBC belgeseli hazırlıyorlar; bu belgeselde bizleri acilen değişmemiz gerektiği yönünde uyarmaya çalışıyorlar. Ve sonra tekrar kayıplara karışıyorlar…
Bu ilk film küresel bir başarı elde ediyor ve hatta kabile insanları ve yerli halklar ile ilgili yapılmış filmler arasında en fazla ilgi görenlerden biri oluyor. 20 yılı aşkın süreç içinde defalarca, -mesela sadece geçen sene ABD’de tam 30 kere!- ve çeşitli ülkelerde gösteriliyor. Rio Konferansının gerçekleşmesine, İspanya Kralı‘nın Kogileri ziyaret etmesine, Kolombiyalı insanların bu topluluğa bakışlarının değişmesine yol açıyor. Öyle ki bugün her yeni Kolombiya Başkanı, Kogilerin dağlarını ziyaret edip onların kutsamasına başvurmakta.
Fakat şimdi Kogiler, Alan Ereira‘yı geri çağırmakta ve onların 20 yıl önce bize söylediklerini, aslında hiç dinlememiş olduğumuzu anlatmaktalar. Bize “konuşulmasının”, yani sözcüklerin tek başına bizi değiştirmeye yetmediğini anlamışlar. Anlamışlar ki bizler kulaklarımızla değil, gözlerimizle öğreniyoruz. Yaklaşan kıyametin eşiğinde, Alan Ereira’dan onlarla yeni bir film yapmasını istediler. Bu filmde, kendi kutsal mekânlarının gizemlerine açılan tehlike bir yolculukla, bizim gerçeklik anlayışımızı değiştirebilmeyi umuyorlar…
Bu amaçla içlerinden bazılarını profesyonel film ekibiyle çalışmak üzere eğitmiş durumdalar. Modern film ekibinin atlayabileceklerinin kameraya alındığına böylece emin olmak istiyorlar.
Kogiler gerçek dünyanın Na’vileri gibi… Ama bir farkla, çekmekte oldukları film, ALUNA, James Cameron’un Avatar’ı gibi bir kurgu değil, gerçeğin ta kendisi. Soruyorlar, DEĞİŞMEYE HAZIR MISINIZ?
Bize göstermek istedikleri, yeryüzüne yapmakta olduğumuz düşüncesiz eylemlerin, iklim değişikliğine, salgın hastalıklara, jeolojik düzensizliklere, ve ölümcül çatışmaların ve şiddetin artmasına nasıl sebep olduğu…Eğer Kogiler haklıysa, modern insan Yeryüzü’nü algılayış şeklini ve geleceği inşa teşebbüslerini, topyekün değiştirmek zorunda.Çekilen belgeselin tanıtım filmini buradan izleyebilirsiniz.
Kaynak: http://donhanzala.blogspot.com.tr/