Kendi halinde bile yeterince karmaşık olan hayatlarımızı biraz daha basitleştirmek, her gün yüzleşmek durumunda kaldığımız zor durumları kolaylaştırmak istemez misiniz? Peki bunları yaparken daha yeşil bir dünyanın tohumlarını atmak nasıl olur? Hem de hiçbir ekstra masrafı olmadan!
Masraf yapmayı bırakın, harcamalarınızı azaltmakla kalmayıp sağlığınızı koruyacak, çevrenizle olan iletişiminizi ilerletecek, mutluluğunuza mutluluk ekleyecek değişikliklerden bahsediyorum…
Hayatınıza renk, sağlığınıza sağlık katmak için ilk olarak gün boyunca tükettiğiniz meyve, sebze, ve tahıl miktarını artırabilirsiniz. Bu değişikliğe paralel olarak et ve et ürünlerine daha az yönelebilir; mümkün oldukça organik, işlenmemiş, ve paketlenmemış gıdaları tercih edebilirisiniz.
Aylardır elinizi sürmediğiniz için garaj veya evinizin utunulmuş bir köşesinde toz altında kalan bisikletinize hayat vermenin zamanı çoktan geldi! Kar kış demeden, yaşadığımız alanları keşfetmenin en zevkli yollarından biri bisikletle dolaşmak. Bu doğrultuda, mümkün oldukça araba kullanımınızı azaltabilir, her fırsatta bisikletinize atlayarak hem tanıdık, hem de kaç zamandır görmek istediğiniz yeni yerlerin keyfini çıkarabilirsiniz.
Yerel üretime gereken desteği veriyor musunuz? Ülkemizde yetişmeyen, uzak ülkelerden getirilen egzotik meyve ve sebzeler her gün artan miktarlarda ithal gıdalar tükettiğimizin kanıtı. Süpermaket raflarında gördüğümüz yiyeceklerin çoğu bize ulaşana kadar kilometrelerce mesafe katederek büyük ölçüde karbondioksit emisyonlarına neden oluyor. Bu durum, kendi ülkemizin normal şartlarda bile zor durumda olan çiftçilerini daha da güç bir durumda bırakıyor. Başka ülkelerden gelen yiyecekleri tercih etmek yerine kendi ülkemizde yetişen meyve ve sebzelere yönelmek hem yerel ekonomi ve üreticimize katkı koyar, hem de sera gazlarının atmosferdeki miktarlarinin azalmasına yardımcı olur. Büyüklerimizin büyük emekler sarfederek günümüze kadar getirdikleri geleneksel lezzetlerimizin esas kaynağı olan, ülkemizde yetişen yerel tat ve zanaatların devamlılığını sağlamak için, yerel üreticileri ve oluşturdukları yerel gıda sistemlerini destekleyebilirsiniz.
Doğal kaynaklarımızın sonsuz olmadığının ve dikkatli bir şekilde kullanılmadıkları takdirde bir gün tükeneceklerinin farkında olun! Azalt-yeniden kullan-geri dönüştür anlayışını benimseyerek doğal kaynaklarımızı korumakla kalmaz, neden olduğunuz atık miktarını azaltabilir, aynı zamanda enerji tasarrufu sağlayabilirsiniz. Mutfağınızdaki yiyecek atıklarından kompost hazırlayabilir, evinizde bozulan aletleri tamir edebilir, tekrardan kullanmanın yollarını arayabilirsiniz. Tabii olası bir geri dönüşüm sisteminin ülke ekonomisine ve halkın yaşam standartlarına sağladığı katkıyı da unutmamak gerek.
Gittikçe artan tüketim sevdamızdan vazgeçerek daha mutlu bir hayata doğru düşündüğümüzden çok daha büyük bir adım atabiliriz. Paylaşıma açık, daha az satın alan, kullanılmış eşyaların tekrar kullanımını destekleyen insanlar grubuna katılın. Alışverişte önünüze çıkan tüm ürünler için “acaba gerçekten ihtiyacım var mı?” sorusunu aklınızdan geçirin, cevabın çoğu zaman olumsuz olacağına eminim…
Daha az su ve elektrik harcamak için gereken girişimlerde bulunun. Evlerimizde elektrik ve suyu verimli olarak kullanmak mümkün, ancak gerekli tasarrufu sağlamak için öncelikle alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekiyor. En basit tasarrufların başında, evdeki tüm lambaları enerji tasarrufu sağlayanlarla değiştirmek geliyor. Soba veya klima gibi kapalı ortamlarda ısıyı ayarlayan aletler çalışırken yalıtımın iyi yapılmış olması ve ısı kaybını önlemek için herhangi bir pencere veya kapının açık bırakılmaması geliyor. Bu yaklaşımlar enerji sarfiyatını yarı yarıya azaltıyor.
Tekrardan kullanımı mümkün ve ambalajı olmayan ürünleri tercih edin. Özellikle plastik şişede satılan sular, pipetler, kağıt mendiller, ve plastik poşetler gibi tek kullanımlık ürünlerden uzak durun. Sadece market alışverişlerimizden elimize ulaşan plastik paket miktarını göz önünde bulundurarak, her gün bu yolla ne kadar plastiğin anlamsız bir şekilde doğaya çöp olarak atılmaya mahkum olduğunun farkına varabilirsiniz. Bu durumun büyük bir sorun teşkil etmesinin esas sebebi, yiyecek artıklarıyla kirlenen plastiğin geri dönüşümü ya da baştan kullanımının zor olması. Özellikle birçok değişik katmandan oluşman meyve suyu kutuları, karton, plastik, ve folyo ambalajlarının geri dönüşümü neredeyse imkansız.
Hayatınızı basitleştirin. Bugün evinizdeki eşyalara bir göz atsanız, büyük bir çoğunluğuna sahip olmadan da yaşayabileceğinizi göreceğinize eminim! Tüketime gereğinden fazla olan ilgimiz, doğal kaynakların kontrolsüz harcanmasından fazla üretime ve başarısız atık yönetimine kadar tüm yaşam zincirimizi olumsuz etkiliyor. Günün sonunda kendimize sormamız gereken sorular var: Bu sonsuz tüketim isteğimiz bizi gerçekten daha mutlu yapıyor mu? Bugün sahip olduğumuz tüm mal mülk, yaşadığımız dünyayı gelecek nesillere bırakmaktan utanacağımız bir hale getirmeye değer mi? Aslında hepimiz derinlerde bir yerlerde, hayattaki gerçek mutluluğun sahip olduğumuz eşyalarda değil; yaşadığımız tecrübeler, sevdiğimiz insanlar ve hayatımızı anlamlı kalan girişimlerimizde saklı olduğunu biliyoruz. Oysa gereksiz şeylere para ve zaman harcamasak sevdiğimiz aktiviteler için daha fazla vaktimiz olacağını göreceğiz! Bunu kendinize hatırlatıp, minimalist bir hayatın getirilerini keşfetmeye başlarsanız, hayatın gerçek tadına varabilirsiniz.
Önceliklerinizi belirleyin ve küçük adımlarla daha sağlıklı ve multu bir hayat için gereken girişimlerde bulunun. Sizi tatmin etmeyen, gerçek anlamda özgür ve mutlu bir hayata katkıda bulunmayan tüm yüklerinizden kurtulun. İlk başlarda sizin için en kolay olan değişiklikleri belirleyin. Zamanla her adımın bir öncekinden daha kolay geldiğini görecek, gittikçe daha da büyük adımlar atmak için kendinize olan güveninizin arttığını farkedeceksiniz.
Son olarak, dünyada yanlız olmadığınızı hatırlayın. Yaptığınız seçimlerin etrafınızdaki canlıları ve dünyayı nasıl etkilediğini düşünün. Çevrenizdeki insanların hayatlarını iyi yönde etkileyen, çevreye zarar vermeyen kararlar almaya özen gösterin. Etrafınızdaki tüm canlılara iyi davranın, çünkü iyilik bulaşıcı. Mutluluk da öyle! Hayatınızdaki insanları mutlu ettikçe kendinizin de mutlu olduğunu göreceksiniz.
Sağlıklı, mutlu, ve özgür yaşamları hedefleyeceğimiz günler için…
Çise Ünlüer
ciseunluer@gmail.com