2008 yılında yaklaşık 26 milyon Rusya vatandaşının oyuyla belirlenen Rusya’nın Yedi Harikası listesinde Mamayev Kurganı, Elbrus Dağı, Peterhof Sarayı, Moskova Vasili Blajennıi Katedrali, Baykal Gölü, Manpupuner Sütunları ve Kamçatka Gayzer Vadisi.
Baykal Gölü
Dünyanın en yaşlı ve en derin gölü (1637 m). Sibirya’nın güneyinde, İrkutsk Oblastı ve Buryatya arasında yer alır. İrkutsk şehrinin yakınında bulunan göl, “Sibirya’nın Mavi Gözü” diye de adlandırılır. Yaklaşık 31.722 km² yüzölçümü ile dünyanın toplam tatlı su kaynaklarının yüzde 20’sini oluşturur. Uzunluğu 636 km, en geniş yeri 79,5 km’dir. Gölün tabanı deniz seviyesinin yaklaşık 1285 m altındadır. Gölün dibindeki tortul kayaçların yaklaşık 7 km kalınlığında olduğu tahmin edilmektedir. Bu da gölün yeryüzündeki en derin yarıklardan biri olduğunu göstermektedir. Baykal gölü tektonik oluşumlu bir göldür ve 25 milyon yıl yaşındadır. Oldukça aktif bir tektonik bölgede yer alan Baykal Gölü yer kabuğu hareketlerinin sıkça yaşandığı, deformasyonların yıldan yıla değiştiği bir durumdadır. Bölge bir rift havzasıdır ve her sene binlerce irili ufaklı deprem yaşanmaktadır. Bu hareketlerle kıyıları yılda 2 cm miktarında açılmaktadır, bu açılma Afrika ve Güney Amerika’nın birbirlerinden ayrılma hızına denktir. Çok zengin bir fauna ve floraya sahip olan gölde yüzlerce endemik tür bulunur. Baykal Foku bunlardan yalnızca biri.
Manpupuner Kaya Oluşumları
Yedi Güçlü Adam (veya Komi Cumhuriyeti’nin Sütunları) olarak da bilinen bu devasa taş sütunlar, Ural Dağları’nın kuzeybatısında bulunuyor. Bir dağın 200 milyon yıl boyunca ayakta kalan kalıntıları olduğu tahmin ediliyor, sütunlar, özellikle kışın karla kaplı oldukları zaman muhteşem görünüyorlar. Formasyonlar, bir zamanlar yerel Mansi halkı tarafından kutsal kabul edildi ve onlara tırmanmak günah sayıldı. Sütunların yer aldığı ormanlarla çevrili platoda, kertenkeleler, bitki kurbağaları ve keskin kenarlı kurbağalar, sincaplar, orman sansarları, samurlar, boz ayılar, kurtlar, tilkiler ve daha birçok hayvan bulunur bulunur.
Aziz Vasili Katedrali
Aziz Vasili Katedrali: Kızıl Meydan’da bulunan Blajenni Katedrali Moskova’nın simgesi. Korkunç İvan’ın isteğiyle, Mimar Barma ve Postnikov tarafından, Kazan Hanlığı’na karşı kazandıkları zaferleri kutlamak amacıyla inşa edildi (1555 – 1561). Birbirinden bağımsız duran kilise kuleleri, Kazan seferinin en önemli olaylarını sembolize ediyor. Bir efsaneye göre Çar, bundan daha güzel eser yapamasınlar diye Barma ve Postnikov’un gözlerine mil çektirdi. 1936’da Stalin’in silah arkadaşı Lazar Kaganoviç, katedralin yıkılmasını önermişti. Anlatılanlara göre, Lazar Kaganoviç, Kızıl Meydan maketini hazırlayıp Stalin’e getirir. Katedralin, gösterilerin yapılmasına nasıl engel olduğunu ve trafiği çok sıkıştırdığını göstermek için katedrali maketten söküp atar. Stalin biraz düşündükten sonra şöyle der: “Lazar, onu yerine koy!”
Günümüzde Devlet Tarih Müzesi olarak kullanılan yapının, önceleri som altın olan kubbeleri (eklemelerle birlikte 10 kubbesi var) 1670’den sonra değişik renklerde boyanmıştır. En uzun kulesi yaklaşık 65 metre yüksekliktedir.
Peterhof Sarayı
Büyük Kuzey Savaşı’nın sona ermesi, 1721’de Nystad Antlaşması ile sonuçlandı ve İsveç İmparatorluğu’nun Baltık Denizi üzerindeki iddiasının çoğunu yükselen Rusya Çarlığı’na bıraktı . Büyük Petro (Türkiye’de Deli Petro olarak biliniyor ama yaptıklarına bakılırsa pek deli birine benzemiyor), doğu kıyısındaki İsveç eyaletlerini başarıyla ele geçirdikten sonra 1703’te yeni başkenti St Petersburg’un inşaatına başladı. Bu stratejik konum, Rusya’nın Finlandiya Körfezi’ne akan Neva Nehri üzerinden Baltık Denizi’ne erişmesine izin verdi . Kotlin adası ve kalesi Kronstadt, St Petersburg’un kuzeydoğusu, şehre daha yakın olan suyun sığlığı nedeniyle bir geçit ve ticari liman erişimi sağladı. 18. yüzyılın başlarında, Büyük Peter, Rusya’yı modernize etme ve batılılaştırma hedefinin bir parçası olarak Peterhof Sarayı kompleksini inşa etti ve genişletti. Petergof ya da Peterhof, Finlandiya körfezinde 1714’te Petro’nun planlarını bizzat çizip İtalyan mimar Rastrelli’ye inşa ettirdiği yazlık saray. Paris’teki Versailles’a rakip bina ve bahçeleriyle göz kamaştıran bir saray kompleksi. Rus sanat ve mimarisinin doruk noktası sayılıyor. 150 anıtsal çeşme ve 4 şelalenin süslediği muhteşem bir bahçesi var.
Kamçatka Gayzer Vadisi
Rusya’daki en büyük ve en eski Kronotski Biyosfer Ormanı’nda bulunan vadi, dünyanın sadece birkaç bölgesinde rastlanan bir tabiat parçası. Bir rastlantı sonucu 1941 yılında kadın jeolog Tatyana Ustinova ve yerel rehber bir volkan inceliyorlardı. Birdenbire yeraltı gürültüsü duyuldu ve yeraltından kaynar su şeridi yükseldi. Rusya’nın doğusundaki Kamçatka bölgesinde dünyanın en büyük ikinci Gayzer Vadisi olma özelliğine sahip Kamçatka Gayzer Vadisi keşfedilmişti. 2007’deki büyük toprak kaymaları nedeniyle gayzerlerin yarısı toprak altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalsa da, bölge hala aktif ve özellikle doğa severler ve bilim insanları tarafından büyük ilgi görüyor. Eski bir yanardağın havzası olan Uzon çöküntüsünün çapı yaklaşık 10 kilometredir. Havzada kaplıcalar, soğuk su kaynakları, kaynayan çamur kazanları, çamur volkanları, balık ve kuğulara ev sahipliği yapan el değmemiş göller ve inanılmaz bitki çeşitliliği görülür. Gayzerler belli aralıklarla sıcak su ve buhar fışkırtan kaynaklardır; bazıları iki üç dakikada bir, bazıları da birkaç günde bir püskürüyor. Ziyaretçiler, Petropavlovsk-Kamçatski kentinin 180 kilometre kuzeyindeki bu nefes kesen yerlere helikopterlerle gidiyor. Fakat hassas ekolojik dengenin bozulmaması için ziyaretçi sayısı çok sınırlı tutuluyor. 1996 yılında Kamçatka’daki Gayzer Vadisi UNESCO’nun Dünya Mirasları listesine dahil edilmiştir.
Elbruz Dağı – Elbrus
Elbrus: 5642 m ve 5621 metrelik iki zirvesi olan Avrupa’nın en yüksek dağı. Elbrus şu an aktif olmayan, yoğun buzullarla kaplı çift zirveli bir volkan. İki zirve arasındaki mesafe 1.500 metre. 70’ten fazla buzul, Elbrus’dan vadiye uzanıyor. Toplam 145 km² buzla örtülü. Arapların Ortaçağ’da Cebel El-Elsina ‘Diller Dağı’ dediği Elbrus, ‘Ruhların Kralı’, ‘Tanrıların Tahtı’, ‘Mutluların Yeri’ ve ‘Kutsal Zirve’ diye de anılıyor.
İlk tırmanış
Doğu zirvesine ilk çıkış, 22 Temmuz 1829’da Kabardey Çerkes’i Killar Xhaçirov tarafından yapılmıştır. Tırmanış, Elbruz çevresini araştırmak için yapılan bilimsel keşif gezisinin (ekspedisyon) kampından hareketle gerçekleştirilmiştir. 5.642 m yükseklikteki batı zirvesine ilk tırmanış ise, 28 Temmuz 1874’te İngiliz Frederick Gardiner, Florence Crauford Grove, Horace Walker ve ekspedisyonun İsviçreli lideri Peter Knubel tarafından başarılır. İkinci dünya savaşı esnasında Elbrus, Alman ve Rus dağ komandolarının yoğun mücadeleye giriştikleri bir bölgedir.
Mamayev Kurganı
Mamayev Kurganı, Güney Rusya’daki Volgograd (eski adıyla Stalingrad) şehrine hakim bir tepede yer alan ve Stalingrad Savaşı’nı (Ağustos 1942 – Şubat 1943) anan bir anıt kompleksi.
II . Dünya Savaşı’nın Doğu Cephesinde Mihver kuvvetlerine karşı Sovyetlerin zorlu bir zaferi olan muharebe, insanlık tarihinin en kanlı muharebelerinden biri olarak kabul edilir. Bu muharebede hayatını kaybeden yüzbinlerce insan anısına 1867’de dikilen, The Motherland Calls adlı heykel, bugün dünyanın en uzun kadın heykelidir. Sovyet lideri Nikita Krusçev zamanında yapımına başlanan ve 8 yılda tamamlanan heykelde, elindeki kılıcı göğe kaldırmış bir kadın tasvir edilmiş.
Derleyen: Deniz Kartal
Kaynaklar: