Türkiye denizleri farklı jeolojik oluşumları barındıran, geniş bir yelpazeye sahiptir. Tarih boyunca devam eden tektonik hareketler ve bazı kıyı bölgelerimizdeki kayaçların kolay eriyebilir yapıda oluşu değişik tipte jeolojik yapıların oluşmasına neden olmuştur.
Deniz mağaraları, deniz yığınları, falezler, deniz kemerleri, yalıtaşları, kumtaşları bunlardan bazılarıdır. Bunların yanı sıra denizaltında oluşan jeolojik yapılar da vardır. Bunlar arasında denizaltı düzlükleri, denizaltı dağları ve tepeleri, denizaltı sırtları, derin kenar çukurları, derin deniz depoları, şelfler, kıta yamaçları, denizaltı vadileri yani denizaltı kanyonları sayılabilir. Denizaltı kanyonları ya da sualtı kanyonları olarak bilinen oluşumlar en ilginçleridir.
Denizaltı kanyonlarının nasıl oluştuğu ile ilgili çeşitli görüşler var. Denizaltı kanyonları sualtı kökenli ya da karasal kökenli olabilir.
Sualtı kökenli görüşe göre akarsu ağızlarındaki, yüzer maddelerle yüklü sular denize karıştıktan bir süre sonra çöker, ancak yavaş yavaş hareket etmeye devam eder. Eğimli yerlerde aşağıya doğru hareket ederken, zemini aşındırarak kanyonları ya da geniş vadileri oluştururlar.
Karasal kökenli görüşe göre, denizaltı kanyonları ilk olarak karada oluşmuş kanyonlardır. Sonra tektonik hareketle ya da deniz seviyesinin yükselmesiyle su altında kalmışlardır. Kıyı kesimlerinin su altında kalması “kıyıların boğulması” olarak da bilinir. Denizaltı kanyonları aynı zamanda dik yamaçlı denizaltı vadileridir.
Denizaltı vadileri sığ yerlerden başlayıp 2000-3000 metre derinliğe kadar uzanabilen, çok büyük jeolojik yapılardır.
Kaynak: Bird, E., Coastal Geomorphology An Introduction Second Edition, John Wiley & Sons Ltd, 2008.
Gezginler