Sıradışı Mezarlar

Yaşarken anlatamadıklarını ölümsüzleştirmek isteyenler…

Katolik bir kadın ve birlikte gömülmelerine izin verilmeyen Protestan koca… Onlar 1842 yılında evlendiler. Evlendiklerinde kadın 22, albay olan kocası ise 33 yaşında idi. Hem Protestan hem de asalet sahibi olmayan koca ile yapılan evlilik çevrede oldukça karmaşaya neden oldu. 38 yıl evli kaldılar. Albay Van Gorcum 1880 yılında öldü. Eşi tarafında Protestan mezarlığına duvara bitişik olan bir kısma gömüldü. Kendi de duvarın diğer tarafında kalan yani Katolik mezarlığında bulunan bitişik mezarlığı aldı. 1888 yılında öldüğünde vasiyeti yerine getirilip bu mezar inşa ettirildi.

Recoleta Mezarlığı. “Evita Peron” burada yattığı için Arjantinliler bu mezarlığı ” Evita” olarak isimlendirirler. David Alleno, İtalyan göçmenidir. 1881 yılından 1910 yılına kadar mezarlığın bakıcılığını yapar. Tüm hayali bu mezarlıkta gömülü olmaktır. Yıllarca biriktirdiği para ile kendine bir alan satın alır ve kendi mezarını inşa eder. Hatta, iyi bir heykeltıraş bulmak için İtalya’ya bile gider. Mezarının yapımı bittiğinde ise ölür.

Bu mezar da Arjantin’de “Recoleta” Mezarlığında bulunmaktadır. Koltukta oturan bir adam ve ona arkasını dönmüş ciddi bakışlı bir kadın büstü. İkisi de zıt yönlere bakıyorlar. Bu çift birbirleriyle tek kelime bir konuşmadan tam 30 yıl geçirdi. İlk koca öldü. Ondan birkaç yıl sonra ölen kadının vasiyeti üzerine aile onları sırt sırta bu şekilde gömdü.

Fernand Arbelot, müzisyen ve aktör. 1990 yılında öldü ve “Pere Lachaise” mezarlığına gömüldü. İsteği; sonsuza dek eşinin yüzüne bakabilmek… Eşi kocası için bu mezarı inşa ettirdi.

Robinson ailesi, tekerlekli sandalyeye mahkum olan ve 11 yaşında ölen oğulları için yaptırdıkları bu mezar taşında; oğullarını bir kelebeği yakalamak için tekerlekli sandalyesinden kalkarken betimletmişler.

1860 yılında Londra – Midland arasında yapılacak olan demiryolu için yol çalışmalarını yürütenler demiryolu üzerinde bulunan “St Pancras” mezarlığının bir kısmının kaldırılması sorunu ile karşılaştılar. Çözümü mimar “Thomas Hardy” buldu. Yol açılmasına yetecek kadar olan yerdeki mezarları açıp ölüleri yakındaki büyük bir ağacın altına gömdüler ve mezar taşlarını da ağacın kökleri arasına diktiler.

Paris’te “Père Lachaise” mezarlığı, muhtemelen dünyanın en çok ziyaret edilen mezarlığıdır. Ünlü sakinleri kadar onlar adına yapılan anıt mezarları ile ünlüdür.

“Georges Rodenbach” 19. yüzyıl Belçikalı yazar. Rodenbach’ın mezar taşı “Bruges-la-Morte” 1892 yılında yayınlanan romanına ithaf edilmiş ve ölen eşi için yas tutan bir adam figürü betimlenmiş.

Jonathan Reed eşi Mary, 1893 yılında öldüğünde, ondan ayrılmak istemedi. Eşini ev şeklinde yaptırdığı mezarlığa defnetti. Kendisi de 10 sene boyunca, yani ölene kadar yanında yalnızca papağanı olduğu halde bu mezar odasında eşinin yanında yaşadı. 1903 yılında öldüğünde eşinin yanına gömüldü.

Amerika, Kansas bölgesinin Hiawatha şehrinde bulunan “Mount Hope” mezarlığında bulunan “Davis” ailesine ait mezar 1930 yılında yapıldı. John Milburn Davis 24 yaşındayken 1879 yılında bu şehre yani “Hiawatha” geldi. Kısa bir süre sonra, işvereninin kızı Sarah Hart ile evlendi. Fakat Sarah’ın ailesi “Davis” i kabul etmedi. “Davis” karısı ile birlikte onların yanından ayrıldı ve kendi çiftçilik yapmaya başladı. Zamanla çok zenginleşti. 50 yıl evli kaldığı karısı 1930 yılında öldü. “ Davis”, eşinin ölümünden sonra 7 yıl boyunca karısının anıt mezarını yapmak için para ve zaman harcadı.

Johan Davis, bu mezarlığa hayatını etkileyen 11 kişinin heykelini diktirdi. Bunların içinde kendinin ve karısının heykelleri dışında. Kızgın olduğu karısının aile fertleri de yer almamaktadır.

Gezginler

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir