Hayallerinin peşinde tek başına bir kadın

Barbara Avusturyalı. Viyana’da yaşıyor. Yaklaşık 4 yıl önce Çevre Eğitmenliği öğrenimini tamamlamış ve hayalini gerçekleştirmeye karar vermiş. Hayali ne mi? Bisikletle dünya turu!

Üniversitede öğrencilerimle buluşturdum Barbara’yı. Sunum yaptı, ben de çevirisini. Amacım hem öğrencilerime İngilizce sohbet olanağı sağlamak, hem de zihinlerinde bambaşka bir pencere açmaktı. Gerçek şu ki bizim kültürümüzde yetişen insanlarımızın hayata bakış açısını değiştirmek pek de kolay değil. Yine de Barbara’yı büyük bir ilgiyle dinleyen, onda kendisinden bir şeyler bulan öğrencilerimiz de vardı. Bizim gibi kapitalizm kıskacına alınmış, düşünme ve eleştirel yaklaşımların unutturulmuş olduğu toplumlarda gençlerin aklının fikrinin motosikletlerde, arabalarda, futbolda ve kızlarda olmasını fazla yadırgamamak gerek belki de. Tabii ki bir de cep telefonu ve interneti unutmamak lazım. Bu hayat anlayışının içinde artık biz büyüdük, bisikleti geride bıraktık anlayışı da oldukça yaygın öğrencilerimiz arasında.

Gelelim Barbara’nın macerasına;

20 Ekim 2011’de düşmüş yola Barbara. Turunu hep batı yönünde giderek tamamlamaya karar vermiş. Viyana’dan İtalya’ya gitmiş ilk olarak. Burada Amerika’ya gidecek bir yelkenlinin sahipleriyle konuşup onlara yardım etme karşılığında ekibe katılmış. Özellikle yelkenliyi tercih etmiş, çünkü fosil yakıt tüketen araçları kullanmama konusunda çok hassas. Küba üzerinden ABD’ye geçmişler, ABD’yi doğudan batıya ünlü Route 66 üzerinden geçtikten sonra Avustralya’ya gidecek başka bir yelkenli ile aynı şekilde anlaşmış.

Tekne oldukça küçük olduğu için bisikletini satmak zorunda kalmış. 24 gün hiç karaya çıkmadan küçük bir yelkenliyle çok zor bir yolculuğun ardından Avustralya’ya ulaşmış. Avustralya’da bir kaç ay kalıp para biriktirmiş ve Warmshowers üyesi bir bisikletlinin yardımlarıyla tamamen ikinci el parçalardan neredeyse hiç para harcamadan bir bisiklet toplamış. Şu anda aynı bisikletle devam ediyor yoluna.

Barbara aynı zamanda sıkı bir kadın hakları savunucusu. Sohbetimiz İran’a geldiğinde kadınlarla ilgili yorumu çok anlamlıydı. Kadına karşı yapılan negatif ayrımcılığın kadını örterek, toplumdan soyutlayarak değil, erkeklerin zihnini tamamen değiştirerek sonlandırılabileceğini söyledi. Ayrıca İran’daki katı tutumun erkekler üzerindeki sonucunu kendi yaşadığı bir takım tacizler üzerinden anlattı. Yalnız ve yabancı bir kadın olarak erkeklerin kendisine ne gözle baktıklarını anlattığında ülkemizde geçmiş yıllarda saldırıya uğrayan yabancı kadınları düşünmeden edemedim.

Kendi kadınlarımıza yapılanları zaten büyük bir endişe ve üzüntüyle izliyoruz. Ama neyse ki Barbara Türkiye’de bir taciz olayı yaşamamış. Sadece tek başına dolaşmanın iyi bir fikir olmadığı yönünde uyaranlar olmuş.

Barbara’nın bu uzun yolculuğundan sonra evine götüreceği belki de en güzel şey bütün Uzak Doğu ülkeleri, İran ve Türkiye’de gördüğü yakın ilgi ve misafirperverlik olmuş. Bazı ülkelerdeki köylerde onu her gören ailenin evlerine davet etmesinden çok etkilenmiş.

Barbara hiç bir hayvansal gıdayı yememeye özen gösteriyor. Sebep ise malum: Hayvanlara eziyet edilmesi.

Şu ana kadar ne kadar yol yapmış dersiniz?

Toplam 23 ülke geçmiş ve 25000 km’den fazla yol katetmiş. Buradan Viyana’ya bir kaç bin km daha yolu var. Doğum günü olan 21 Haziran’da evinde olmayı planlıyor.

Biz de kendisine kalan yolculuğunda iyi şanslar diliyoruz.

Adnan Çangır

Bu yazı ilk olarak www.bisikletliyizbiz.com internet sitesinde yayınlanmıştır.

Gezginler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir